Güneşli köy konağının adını çok duymuştum. Hatta sahibi ile telefonda görüşmüş,internetten sitesini incelemiştim.3 boyutlu site ile konağın her yanına gitmiş kadar oldum. Bugün sabah kalktığımızda karar verdik eşimle. Öğleden sonra çıktık yola Gönen yönüne. Elimizde sadece “Gönen çıkışında 3 km sonra” bilgisi vardı. Nasıl olsa buluruz dedik. Girdik Gönen sokaklarına başladık dolaşmaya. Önümüze bir kavşak çıktı. Balya, Manyas ve Bandırma yönü. Hangisi diye düşündük, olsa olsa Bandırma yönündedir dedik. Bir süre ilerledik, birine soralım dedik ve sorduk. Yanlış geldiğimizi, Güneşli köyünde Manyas Balya yolunda olduğu söylendi. Tekrar yola koyulduk. Kavşaktan Güneşli Orman deposu tabelasını takip edelim dedik. Biraz gidince yol yine ikiye ayrıldı. Bir süre gittik tekrar sorduk. Ters yönde olduğumuz söylendi. Döndük geriye, yola devam ettik. Biraz sonra bir at harası çıktı karşımıza. Güneşli yazan yöne ilerlemeye başladık. Orman deposunu geçtik. Köye geldik, yine sorduk, “biraz ilerleyin sağa dönün, tabelayı göreceksiniz” uyarısıyla devam ettik. Söylendiği gibi gördük Köy Konağı’nı. Büyülendik adeta. Harika bir yapı. Gözü dolduruyor. Araç park yeri geniş, sorun yok. Aracımızı park ettik. Etrafa bakınarak öndeki yüksek binayı geçip arkaya yöneldik. Güzel görünüşlü mimarisi ile kendini belli eden bir eda ile karşıladı bizi. Merdivenleri adım adım yukarı tırmandığımızda güler yüzlü iyi giyimli bir beyefendi karşıladı. “Yemek istediklerinizi buradan seçebilirsiniz”dedi güler yüzlü bey. Tezgaha yöneldik baktık şişler, pirzolalar, biftekler, tavuk etleri vs sanki beni yiyin en güzeli benim diye gözümüze giriyordu adeta. Ben kahvaltısının methini duydum, kahvaltı alacağım dedim. Güler yüzlü beyefendi yine nezaketle “Kahvaltı saat 9.00 ile 14.00 arası”dedi. Saate baktım. 15.30. Beyefendi,“Sizi kırmak istemezdim fakat şu an diğer kahvaltı isteyen müşterilerime karşı haksızlık olur” diye karşılık verdi. İçeri girdiğimizde daha da büyülendik. Tamamen ahşap bir çatı altında ilginç bir ocak vardı ortada. Epey büyük olan ocağın ortasında odun ateşi etrafı ısıtıyordu. Duvarda ilginç bir şekilde tasarlanmış bir şelaleden sular akıyor, şırıl şırıl çıkan sesleri insanın ruhunu dinlendiriyordu. Camlı salonun içerisinde su şırıltısı yankılanıyordu. Çatının hemen altında sarkan ahşap araba tekerleğine sıralanmış lambalar ilginç bir şekilde salonu aydınlatıyordu. Kendimize bir masa seçtik dışarıyı gören camın kenarında. Camın hemen dışında geniş bir balkon bulunuyordu. Bir kısım müşteriler de balkonda sefalanıyordu. Camın dışına doğru bakıldığında güneye doğru yükselen tepelerde kış nedeniyle yaprağını döken meşe ormanlarının arasında yaprağını dökmeyen çalılar ve çam ormanları göz zevkimizi okşuyordu. Anlaşılan konağın zevkli mimarisi için epey ter dökülmüştü. Antep sofrasının ön plana çıktığı Köy konağında yiyebileceğiniz birçok şeyi bulmak mümkün. Menüye bakıldığında ızgaradan kebaplara, pide, lahmacundan alabalığa kadar pek çok lezzeti tatmak mümkündü. Zengin menüyü görünce neyi tatmamız gerektiğine zor karar verdik. Eşim güveçte alabalık seçerken ben bifteği tercih ettim. Karnımız gerçekten çok acıkmıştı. Bu ara zengin bir atıştırma menüsü geldi şaşırdık. Bizim istemediğimizi söyledik. Garson nezaketle bunlar Mustafa beyin ikramı dedi. Bu ara Köy Konağının sahibi Mustafa bey geldi yanımıza. Biga’dan geldiğimizi öğrenince heyecanlandı. Anlatmaya başladı. “Biga’dan çok müşterimiz var” dedi. Bir buçuk yıl olmuş bu nezih Konağın açılışı. Ama uzun zaman olmamasına rağmen çok çabuk tanımış civar halkı seçkin lezzetlerin bulunduğu mekanı. Konak sahibi ve çalışanları nezaketle afiyet olsun diyerek bizi lezzetli yemeklerle baş başa bıraktılar. Önce eşimin siparişi geldi ilginç bir sunum tabağında. Bol mevsim sebzeleri ile süslenmiş tabağın içerisinde biftek harika gözüküyordu. Ortaya istediğimiz salatanın lezzeti zaten bizi doyurmuştu. Arkasından tahta bir nihale üzerinde gelen güveçte alabalık görünüşü bir harikaydı. Atıştırma menüsü ile gelen maydanozlu yoğurt, acılı ezme, maydanozlu çökelek, kaşar, siparişlerimizin sunuş şekli ile masa o kadar dolgun hale geldi ki bakınca gözümüz doydu önce. Afiyetle yediğimiz harika yemekten sonra Mustafa Beyle sohbete başladık. Aslında müteahhit olan Mustafa bey, severek ve zevkle tamamen kendi tasarladığı Köy Konağının aynı zamanda bürosu gibi olduğunu söyledi. İşini çok sevdiğini, önceliğinin müşteri memnuniyeti olduğunu da sözlerine ekleyen Mustafa beyi dinlerken, birkaç tanıdık Bigalının içeri girmesi söylediklerini kanıtlar nitelikte idi. Çocukların da ne kadar eğlendiğini gördük bu arada. Taze demlenmiş çayı içtikten sonra izin isteyip ayrılık zamanının geldiğini ilettik.Bizi kapıya kadar uğurlayan Güneşli köy konağının sahibi Mustafa Bey’den güzel bir pazar geçirmenin mutluluğu içerisinde ayrıldık. Biga’da halkın hafta sonunu geçirebileceği, eşi dostu ile yemek yiyebileceği, Biga tatlısını, Biga köftesini, Biga etinin lezzetinin sunabileceği bir konağın olması gerektiği düşüncesi ile Gönen yollarından geçerek Biga’mızın yolunu tuttuk.