Dünyada hızla yayılan Coronavirüs vakaları nedeniyle WHO önce pandemi ilan etti. Pandemi; bir kıta, hatta tüm dünya üzerinde çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdir. Ayrıca Coronavirüsün merkezi Avrupa oldu diye de bir açıklama yaptı. Ülkemizde de diğer ülkelere göre çok az sayıda Coronavirüs vakasına rastlanıldı. Sağlık Bakanlığımız; Coronavirüs ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapmakta. Başta Sağlık Bakanımız ve ekipleri olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ve minnetlerimizi sunarız... Kıtalar arasında füzeler ile nokta atışı yaparken, uçaklar yerine silahlı insansız hava araçları ile belirlediğimiz noktaları vurabilirken, robotik cerrahi ile kanserlerin üstesinden gelebilirken, teknolojide 4.0 tartışmalarını yaparken, yapay zeka konuşurken; küresel corona salgını bize gösterdi ki; En iyi dezenfektan tarihimizdeki "Kolonya" imiş... Çocukluğumuzdan biliriz hasta ziyaretine giderken götürülürdü, Kolonya... Coronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla ülkemizde ve dünyada önemli tedbirler alındı. Alışveriş merkezlerine, spor müsabakalarına gidişler kısıtlandı. Okullar tatil edildi. "Sosyal mesafelendirme" ana önlemlerden biri oldu... İşte bizim de cevabını merak ettiğimiz sorularımız aslında; sosyal mesafelendirme temelli... İhtiyaçlarımızı "Dijital Ortamlarda mı" gidereceğiz?... Tarım toplumundan "Sanayi Çağına" oradan da "Bilgi Çağı" evrilen toplum; uluslar arası salgın bir hastalık sonrası acaba "Digital Çağa mı" adım atacak?... Çocuklarımızın eğitimi bir süre dijital ortamda olacak... Şimdi bu mümkün mü diye tartışmıyoruz, hangi vakitte nasıl olacak diye araştırıyoruz. Kinoa tohumlu ekmek ararken, ejder meyvesi ile sağlık bulurken kendimizi makarnaları stoklarken bulduk bir anda... Görünen o ki artık belki de markete gitmeyeceğiz, sanal marketleri kullanacağız. Evde beklerken internet vasıtası ile müze gezileri yapabiliyoruz. Tapu işlerini de Tapu Dairesine gitmeden web tabanlı gerçekleştiriyoruz. Öyleyse dijital çağa adım atmaya başladık bile...İşte şimdi herkesin düşünme zamanı.... Küresel salgından ders alıp kişisel ve toplumsal gelişim zamanı... Bugün Coronavirüs şüphelilerinin evlerinde 14 gün kalması neticesi bulaştırma risklerini azaltırken, özel sağlık yatırımcıları da dâhilsağlık sunucuları kişilerin evlerinde bulunduğu zamanlarda da ateş, tansiyon, nabız takiplerini chipler ile evden takip edebilseydi... Dünyanın yaşlanması ve kanserler, kalp damar hastalıkları gibi bulaşıcı olmayan önlenebilir hastalıkların artması neticesi sağlık açısından riskli grupların arttığını biliyoruz... WHO tarafından yayınlanan "Global Strategy on DigitalHealth 2020-2024" raporuna göre; Bulaşıcı olmayan hastalıkların artması, Klinisyen işgücü sıkıntısı ve yaşlanan nüfusun artışı gibi zorlukların üstesinden gelmek için dijital sağlık sistemleri kullanımının benimsenmesi ve uygulamasının arttırılması gerekiyor. Ancak, güvenilir bilgi eksiliği, kurumsal desteğin az oluşu ve güvenlik endişeleri dijital sağlığın yaygınlaşmasının önündeki engel. Zaman geç değil, önceliklendirme zamanı... Gelişmiş evde sağlık teknolojilerine dönüşüm zamanı... Giyilebilir teknolojiler sayesinde insan vücudundaki değişimlerin anlık olarak izlenebilmesi için gerekli yatırımlarımızı yapma zamanı...Kablosuz gerçek zamanlı minik sensörler ile ateşimizi, nabzımızı, hareket ortalamamızı hatta yediğimiz besinleri kayıt altına alabiliyoruz.. Şimdi bu dönüşümü neden hızlandırmıyoruz sorusunun cevabını bulma zamanı... Gün; sosyal medya üzerinden etrafımıza panik oluşturacak mesaj gönderme zamanı değil. Gün; ben değil biz zamanı.. Kendimizi korumak değil etrafımızı koruma zamanı... Coronavirüs ile gelen krizi görerek dayanışma ve alışkanlıklarımızı değiştirme zamanı... Hep 3 kuşaktan bahsederiz, dede, oğul ve torunlar diye...... Sanki Coronavirüs sonrası, torunlarımızın rahatça ayak uydurduğu "Dijital Çağ" zamanı.. Görünen o ki; bugünden sonra sağlık sektörü başta olmak üzere birçok sektör, ayakta kalmak ve rekabete yenilmemek için dijital yatırımlarını artırmak zorunda... Hazır mısınız?...