Hekim olarak bildiğimiz bir ailenin yeni tanıştığımız "Korona" isimli üyesi dünyayı kasıp kavurmakta... Küresel salgın "Korona" belası nedeniyle dünyanın her noktasında binlerce insan ölmekte, on binlerce insan yoğun bakım ünitelerinde solunum cihazı ile hayata tutunmaya çalışmakta... Bu bir savaş..... Hem de öyle bir savaş ki... Ordumuzu oluşturan tanklarımızın, toplarımızın, silahlarımızın değil hastanelerimiz... Askerlerimizin ise hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız... Ve bu savaşta ülkemiz yüz bin kişiye düşen hekim ve hemşire ortalamasında, OECD ülkelerindeki iş gücünün üçte biri ile fevkalade mücadele etmekte... ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARI "KORONA" İLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ BİR GÜÇ.... Ülke genelinde toplam 1.534 hastane var ve bunların 577 tanesi Özel Hastane.. Ayrıca ülke genelinde 2018 yılı Sağlık İstatistiklerine göre 664 tane de Özel Tıp Merkezi var. Ayrıca bunlara ilave özel laboratuvarlar var, özel görüntüleme merkezleri var, diyaliz merkezleri, muayenehaneler var... Ülkemizde 2018 yılı Sağlık İstatistiklerine göre; Toplam ebe hemşire sayısının %15,2´si ile Toplam uzman hekim sayısının % 30,3´ü özel sağlık kuruluşlarında, Erişkin Yoğun Bakım Yatağı kapasitesinin ise % 36,7´si bu kuruluşlarda... Ülkemizde ki (BT) Tomografi sayısının çokluğunu eleştirenlere en güzel cevap; Kovid 19 tanısında antikor testinden önce en önemli gösterge olan Akciğer Tomografisi demeden de geçemeyeceğim... Ülkemizde bulunan toplam 915 adet MR cihazının 459 tanesi ile Toplam 1211 adet Tomografi cihazının 529 tanesi de Özel Sağlık Kuruluşlarında.. Tüm dünya, salgının ölümcül etkilerini minimize etmek için ventilatörler üretirken, sahra hastaneleri açarken, Özel Sağlık Kuruluşları; her ne kadar özel işletme de olsalar da kamusal bir hizmet olan sağlık hizmeti sunuyorlar... Ve bu hizmeti sunarken de; Tüm özel sağlık kuruluşları enerji maliyetlerini (elektrik/su/doğalgaz vb) kendileri ödüyor, İlaç ve tüm tıbbi ve tıbbi olmayan malzemelerini ücreti mukabili alıyor, Çalışanlarına maaşlarını veriyor, kira ödüyor, Ayrıca SGK primi, stopaj, vergi, KDV gibi kamu yükümlülükleri de devam ediyor... Yaklaşık üç yüz bin kişinin görev yaptığı, evimizin dibinde bulunan, bizlere bir kol boyu yakın olan Özel Sağlık Kuruluşları; "Korona" ile savaşta sağlık ordumuzun önemli bir bölümü derken eksik de dememişiz... "Korona" pandemisi; farklı ticari sektörleri farklı farklı etkilemekte... Uluslararası platformda şirketlerin finansal karnelerini düzenleyen Deloitte Danışmanlık Marketing tarafından Türkiye için hazırlanan; "Küresel Kovid-19 Salgınının Türkiye´de Farklı Kategorilere Etkileri" adlı çalışma da; Sağlık Sektörü en yüksek negatif etkilenen kategoriler (Yüzde 50´den fazla etkileşim kaybı yaşayan kategoriler) içinde sayılmakta... Bu kapsamda da birçok sektörde ticari faaliyetlere tedbirler kapsamında son verildi, çalışanlar hariç sokağa çıkılması yasaklandı... İşte nirengi noktası da burası... Özel Sağlık Kuruluşları ticari bir kurumdur. Ama bu dönemde diğer ticari işletmeler ve diğer ticari sektörlerden ise çok daha farklı bir durumdalar... Çünkü onlar bu savaşın önemli parçası... Tüm sağlık çalışanlarının izinleri kaldırıldı, işten istifaları yasaklandı. Ülkemizdeki Özel Sağlık Kuruluşları işte bu dönem de her an ihtiyaca cevap vermek için tam kadro çalışmak, işinin başında olmak ve çalışanlarına da ücret ödemelerini gününde yapmak zorunda... Şimdi sizleri empati yapmaya, savaşın bu önemli gücünü anlamaya davet ediyorum.. Bu gerçeklik ışığında işte bu özel sağlık kuruluşları salgın ekonomisinden etkilenerek ekonomik dar boğaza düşmemeli... Hayatta kalmalı, bizlere sağlık vermeye devam etmeli... Ne dersiniz....