Balıkkayası… Biga’nın arkasında yükselen196 rakımlı Balıkkayası. Orası artık nezih bir mesire yeri. Eskiden de adı Seyrangahmış. Gerçekten Biga’yı yukarıdan seyretmek isteyen için çok harika bir yer. 5-6 yıl öncesine kadar ucuz şarabını kapan buraya koşardı. Şarabını yudumlarken aşağılara, Biga’ya doğru bakar dalar giderdi. İpsiz sapsız kim varsa kendini oraya atardı. Hatta bir keresinde bu densiz insanlar Balıkayasını ateşe verdi. Allah korudu tüm ağaçları yanmaktan. Balıkkayasının Biga’ya bakan kısmında ki mağaranın içinde kucağında bebeği olan kadına benzetilen bir kaya var gören gözler için. Efsaneye göre bu kadın Allahın gökyüzünde olduğunu ve ona ulaşmak için kırk veya bin deveyi üst üste koymanın yeterli olacağı rivayet edilir. Allaha erişemediğinde taş olmayı göze alan kadın, bir gün kırk veya bin deveyi üst üste dizer. Kendisi de en üste çıkar ancak Allaha ulaşamayarak orada taş olur.Bu taş kadının ve deve izlerinin Balıkkayada olduğuna ve kadının göğüslerinden önceleri süt şimdi de su aktığına inanılır. Geçmişte ne olmuşsa olmuş, artık orası nezih bir mesire yeri. Bigalının bir rüyası daha gerçek oldu. Bir çok belediye başkanı adayının seçim vaatleri arasında yer aldı buraya mesire yeri haline getirmek. Geçmişte Biga Orman İşletme Müdürlüğünde İşletme şefi olarak görev yapan Orman Mühendisi Osman Babi’nin belkide rüyası idi burayı mesire yeri olarak düzenlemek. Çünkü orayı botanik bahçesi gibi ağaçlandırırken bu hayalle yaşadığını düşünüyorum. Sedir, kızılçam, fıstıkçamı fidanlarını dikerken ne düşündüğünü hayal eder gibiyim burada geçmişi düşünürken. Hababam sınıfının ünlü yazarı Rıfat Ilgaz Biga ile ilgisi yok ama sanki bir şiirinde Balıkkayasını tarif etmiş “ Sen bu çerçevede adlı şiirinde” Şiiri okuyunca Biga’ya gelmiş mi dedim kendi kendime. “…Hep bu aylarda… Hava birden karardı da Bir poyraz koptu mu Balıkkayasından, Sökülür gider içimdeki tüm ağrılar Poyraz da sağlam havadır haaa!..” …. Ve sonunda Balıkkayası mesire yerine kavuştu Bigalı. Biga’dan kalkıp Gönen’in Güneşli köyünde bulunan köy konağına giden Bigalı artık kahvaltısını Balıkkayasında yapmalı. Hıdrellezlerini çam ağaçlarının altında çayını yudumlarken kutlamalı Bigalı. Trilye’de bir tepe üzerinde bulunan çay bahçesinde yer bulup bir çay içememiştik. Artık balıkkayası adına yaraşır bir şekilde Bigalıları ağırlayacak. Akşamcıların mekanı olmayacak. Antalya’nın Tünek tepesinde bulunan döner gazino yapılırken bir de teleferik düşünülmüş ama bugüne kadar yapılamamış. Kütahya’nın Hıdırlık tepesinde bulunan döner gazinodan tüm Kütahya’yı seyretmek çok zevkli bir eğlence. Burdur’un susamlık tepesi hep gözde olmuş. Artık Biga’nın da Balıkkaya mesire yeri var. Gazinosu döner değil ama, yemeğini yiyip çayını yudumladıktan sonra etrafı seyretmek büyük zevk verecek insana. Bir çok kişinin duygu ve düşüncelerine tercüman oldu Başkan Mehmet Özkan. Bir hayalden daha bahsediliyor bir çok kişi tarafından. Balıkkayası’na nasıl çıkılacak. Ya buraya bir de teleferik olsaydı daha iyi olurdu diye. O bir hayal değil aslında. Sadece biraz paraya bakar bir gün o da gerçek olur inşallah. Bir çok yerden daha iyi imkanlara sahip Biga’da teleferiğe binip Balıkkaya’da yemeğini yiyip çayını yudumlarken ne gam kalacak ne keder insanlarda. Alıp götürecek tıpkı Rıfat Ilgaz’ın dediği gibi bütün ağrıları poyraz veya lodos. Sonra yine tekrar etrafı seyrederek işine dönmek hiç de hayal değil Balıkkayası’ndan Biga’lı için.