Orman yangınlarının en önemli faktörlerinden biri insan. Bir şeyin yanması için gerekli maddeler yanıcı madde, ateş, hava. Bunlardan biri yoksa yanma olayı da gerçekleşmez.
Yaz geldiğinde yanma olayının gerçekleşmesi için gerekli şartlar daha fazla oluşmakta ve yanma riski azami artmaktadır. Hava sıcaklığı yükselmekte, yanıcı maddeler kav gibi kurumakta, rüzgarın artması da yanma olayının gerçekleşmesi için her şeyi hazırlamakta. Arabadan atılan yanan bir sigara bile tutuşma için yeterli olmaktadır. Sonuç yemyeşil ormanların kısa zamanda yanıp kül olmasına sebep olmaktadır.
Anız yakmaları en büyük nedenlerden biridir ormanların yanmasının. Sadece anız yakması mı? Hayır. Biçerdöverler, balya makineleri de anız yangınlarının en önemli sebepleri arasında. Bakımı yapılmayan biçerdöverler, balya makinelerinden çıkan kıvılcımlar hektarlarca ormanın, milli servetin yanması demek oluyor bazen. Adatepe köyüne gelmeden yolun kenarında bir fıstıkçamı ormanı balya makinesinden çıkan kıvılcım sonucu kül oldu gitti. Faili bulundu ve cezalandırıldı ama oradaki yemyeşil ormanın yeniden yetişmesi için yıllar gerekli.
Eceabat’ta bir öğretmenin kayığında ızgara üzerindeki balığı kapan kediyi ateşe atması ve yanan kedinin ateşle ormana kaçması sonucu yıllar önce hektarlarca ormanın yanıp gittiğini hala hatırlayanlar vardır. Ormancılık tarihine kedi yangını diye geçti bu yangın. 1994 yılında Eceabat’ta çıkan yangını kimse unutmadı. O yangının sebebi bir çiftçinin mısır pişirmek için yaktığı ateşti. Sonucu tam 4049 ha alanın yanması. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen oralarda hala orman oluşmadı.
Yaz ayları geldiğinde medyada orman yangını haberleri hiç eksik olmaz. Elektrik hatları, lokomotiflerden çıkan kıvılcımlar, piknik ateşleri, ormanı açmak için yakılan ateşler vb.
Yöremizde birçok orman yangınını yaşadık geçmiş yıllarda. Şahmelek’te bir vatandaşın evinin önünden çıkan yangın soluğu Karabiga’da almıştı önüne ne çıktıysa yakarak. 2000 hektar alan kül olmuştu 2000 yılında. O yıl yangın yılı idi Çanakkale de. Yenice Çamoba köyü yangınında hektarlarca ormanla birlikte Çamoba köyünden onlarca ev de kül olmuştu. Keşan’da o güzelim kızılçam ormanlarının yanışı hala gözlerimin önünde. Dumanı ta Şarköy’e ulaşmıştı.
Çanakkale Güzelyalı’da eşsiz güzellikteki çam ormanları geçen yıl kül olup gitti.
Orman idaresi orman yangınları ile mücadele için her yıl yüzlerce tedbir alarak, yasaklar koyuyor. Örneğin yasaklar temelinde alınmaya çalışılan bir önlem de hava sıcaklığının 35 dereceyi geçtiği durumda ormanlık alanlara girişlerin yasaklanmasıdır. Yani ormanlara giriş çıkış 1 Haziran 31 Ekim arası valiliklerce yasaklanır her yıl. Köylüye tebliğ edilir. Ama kentliye kimse tebliğ etmez. Yasağı kimse dinlemez. Uygulayan var mı, yok. Kime ormana izinsiz girdi diye ceza kesilmiş duydunuz mu. Ceza her zaman yangınları engellemek için iyi bir tedbir olmayabilir. Yaz gelince elini kolunu sallaya sallaya doğru ormana. Piknik yapmak, deniz kıyısına yüzmek için. Biga’mızda ta Denizkent’den Çelikgürü’ne kadar tam 58 km’dir. Denizkentte, Akant Sitesi civarında, Karabiga’da Şahmelekte, Aksaz Köyünde, Kemer Köyünde denize girilebilecek çok güzel yerler varken buraları beğenmeyip nerede yasaklanan yer varsa orada denize girmek çok hoşumuza gidiyor nedense. Karabiga’dan Çelikgürü’ne kadar bir çok alanda ağaçlandırma çalışması yapılmış durumda. Buralarda çok güzel koylarda bulunmakta. Hatta bu koyların bir kısmında vatandaşlar denize rahat girsin diye bazı yerel yönetimlerce tedbir de alınmış. Ama yine de yolu bile olmayan koylar insanı cazip geliyor. Adam ormanı baştanbaşa geçiyor arabasını 1 km uzakta bırakıyor. Yürüyerek iniyor ta denizin kıyısına. Bir de onun gibi oraya inip de etrafı kirleterek terk eden insanların attığı çöpleri temizleyecek ya. Yakıyor ateşli kuvvetli poyrazın altında. Çöpleri temizleyen ateş ormanı da temizliyor bir güzel. Kardeşim herkes gibi sen de girsene Karabiga plajında, Şahmelekte, Aksazda hatta Kemer’de.Yemyeşil koyun rengini de siyaha büründürüyor bilinçli vatandaş! 50 hektar orman yanıyor, ağaçlandırma bedeli 150 000 TL. 5 uçak, 20 arazöz, dozer, personel, araç gereç seferber. Hasat zamanı. Arpa buğday yulaf kısaca hububat biçme zamanı. Biçer döver önden biçecek, daneyi alacak. Arkasından balya makinesi kalan sap saman artıklarını bağlayacak. Kışın hayvanlara yem olacak. Tarım Müdürlüklerine çok iş düşüyor bu zamanda. Biçerdöver, balya makinesi gibi iş makinelerinin bakımı çok önemli. Bakımsız bir makineden çıkan kıvılcım ormana sıçrayarak büyük alanların yanmasına sebep oluyor. Adatepe’de yol kenarındaki fıstıkçamı ormanı balya makinesinden çıkan kıvılcımın büyümesi sonucu yandı.Yemyeşil Güzelyalı’nın rengini siyaha boyayan yangının faili de balya makinesi. Çanakkale ve Türkiye’de bir çok yangının faili balya makinesi ve biçerdöverler. İlgili kurumlara çok iş düşüyor. Acımadan en sıkı tedbirleri uygulamak zorundalar geleceğimiz yanmasın diye. Yangın söndürme cihazlarının veya tankerlerin hazır bulundurulması birçok yangının önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Hasat dönemi bitti tarla temizlenecek. En kolay yöntem anız yakmak. Tutuştur anızı nereye gideceğini düşünmeden hele bir de rüzgarlı bir hava ise tutabilene aşk olsun. Anız yakmak tarlayı öldürmektir. Çoraklaşmasına sebep olmaktır. Geleceğimizi yakmaktır. Toprak da bir canlıdır. Düşünün toprak içerisinde o kadar çok canlı var ki. Saymak mümkün değil. Hatta çoğunu görmek mümkün değil. Toprak için çok önemli canlılar. Sen anızı yakmakla toprağı yakıyorsun. Canlıyı yakıyorsun. Geleceğini yakıyorsun. Anızdan kurtulmanın yolu basit. Biçerdöverle biçerken mümkün olduğunca toprak seviyesinden kesmekte fayda var. O mümkün değilse çalı ot doğrama makineleri var. Toprak seviyesinden toz haline getiriyor. Toprağa karışıp gidiyor anızlar. Organik maddece zenginleştiriyor toprağı. Islah ediyor. Tarım Müdürlüğü’nce Gümüşçay’da tanıtılan basit bir yöntem daha etkili.Traktörün arkasına takılan ilaçlama makinesi ile uygulamak çok kolay. Azotlu gübrelerle anızı direk temasını sağlayarak çürütmek. Yani toprağa organik madde olarak karıştırmak.
Ormanlarımız geleceğimizdir. Orman yangınlarının en büyük suçlusu insanlardır. Bizler dikkat ettiğimiz takdirde büyük oranda yangınları azaltabiliriz. Ormancılık haftalarında fidan dikmek için çabalamanın yanında bütün yıl boyunca attığımız her adıma dikkat ederek, yasaklara uyarak mevcut ormanları yakmayarak daha faydalı olabiliriz. Denize halk plajlarında, organize olmuş yerlerde girerek, piknik alanlarını kullanarak, yanan sigarasını söndürmeden atmayarak, hatta sigara içmeyi bırakarak, hasat kalitesini arttırarak, anızı organik maddeye dönüştürerek, yasaklara uyarak geleceğimizi daha iyi koruyabiliriz. Orman teşkilatı da yeni piknik alanları üreterek, kent ormanlarını arttırarak bu konuda daha duyarlı olmalıdır bence. Balıkkayası’na hala çay bahçesi, piknik alanı yapılamadı. Abdiağa deresi ilkel bir piknik alanı olarak duruyor. Hoşoba deresi düzenlenemedi. Ormana giriş yasak olduğu halde Karabiga’dan Çelikgürü’ne kadar orman içerisinde herkes rahatça denize girebiliyor. Oralardaki plajlarda gerekli tedbir alınarak düzenli hale getirilmeli, belirli ve kontrol edilebilen alanlardan denize girilmelidir. Belediye başkanlarına ve yerel yönetimlere de çok iş düşüyor. Karabiga halk plajı gayet güzel ancak soyunma yerleri ve duş sayısı yetersiz. Aksaz’da Biga Belediyesi mücavir alanı olmasına rağmen ne duş var ne soyunma odaları ve tuvalet. Kemer’de soyunma yerlerinin tuvaletten farkı yok. Buraların eksiklikleri bir an önce giderilmeli. Çünkü halkın gidebildiği alanlar buralar. Her şey birbirine bağlı yani. Bir yasağı koyarken alternatifi de koymak lazım. Kimseyi denize girmekten alıkoyamazsın. Ama belirli alanlarda şartları oluşturarak düzenlemek yönetimlerin elinde. Anızı yakma diyemezsin. Ama ne yapacağını gösterirsen, öğretirsen yakmamasını sağlamak kolaylaşır. Piknik yapmaktan alıkoyamazsın vatandaşı ama piknik yapacağı alanları düzenlemek yönetimlerin elinde.
Yangının